Sayfalar

8 Eylül 2011

Kuzey Güney - Tuttum Bu Diziyi


7 Eylül günü ekranlarımızı şenlendiren Kuzey Güney'i pek bir sevdim efenim.. Nedenine gelecek olursam, her şeyi bir kenara bırakır ve sizlere Kıvanç Tatlıtuğ derim.. Hayır Kıvanç Tatlıtuğ hayranı değilim (tamam six pack'leri görünce bende de bir hareketlenme oluyor o bir gerçek),  onu her gördüğümde "kıvaaağğğğğnnnççç yeriiiiiiimmmm" nidalarıyla evi de inletmiyorum.. Hayır nefret de etmiyorum.. Kısacası kendisine karşı hiçbir duygu beslemiyorum.. Bu yüzden ben bu adamı izlerken hep objektif yaklaşabilmişimdir şimdiye kadar.. Ta Menekşe ile Halil'den beri beğenirim oyunculuğunu.. Mesela o dizide -ilk bölümüydü sanırım- Menekşe'nin evlendiğini görünce tuvalete kapanıp sinir krizi geçirdiği bir sahne vardı.. İşte orada bir "vaaayyy" demiştim kendisi için.. Oradaki karakteri çok naif biriydi, tatlı, sempatik, aşık falan.. Derken Aşk-ı Memnu'da tam bir zengin züppe olarak çıktı karşımıza.. Hatta tam bir "Behlül".. Amcasının karısına göz diken namıssız.. Herkesi inandırdı bu haline derken Ezel'de Sekiz olarak gösterdi kendini bu kez.. Aşk-ı Memnu sırasında yaptığı göbeğe yenilerini eklemiş, iyice hayvan gibi olmuştu..


Sekiz rolünde en beğendiğim performansı, bir sokak arasında Ezel'le karşı karşıya kaldığı sahnedir.. Orada Ezel'e doğru koşar koşar ve uçarak tokadı patlatır.. Tam bir saykoydu orada kendileri ve hakkını da vermişti doğrusu.. Ama Kuzey Güney, Kıvanç Tatlıtuğ'un şimdiye kadar ki en iyi performansı bana göre.. Dizi bitene kadar ağzım açık izledim resmen.. Deli gibi çalıştın mı naptın bilmiyorum ama helal olsun valla.. Bundan sonra kimse bu adam için manken falan demesin arkadaş.. Hayır yani büyük hakaret..

Neyse ben  bu dizinin sadece tek bir fragmanını izlemiştim.. O da şu "sen gitmeyeydin beyle beyle olmayacağdı, işte öyle olunca da şey oldu" tarzında bir fragmandı.. Ve açıkçası benim pek umudum yoktu.. Bugün(7 Eylül) kanalları dolaşırken bir de baktım dizi başlamış.. Eh izleyeyim bari dedim.. Anacım ben öylesine izleyeyim demiştim ama daha ilk dakikasından kendine bağladı beni.. Bir kere çekimler çok kaliteliydi.. Sinema filmi izler gibi hissettim kendimi dizi bitene kadar.. Jenerik de çok güzeldi.. Müziklere lafım yok zaten yine Toygar Işıklı imzası ki her şey bir yana Ezel için yaptığı müzikler ortada.. Oyuncular çok iyi seçilmiş, cuk oturmuşlar diyebilirim.. Ama başroldeki kızdan emin değilim bak.. Konservatuarlı, başarılı biriymiş fakat ilk kez izlediğim için henüz karar veremedim kendisi hakkında.. İleriki bölümlerde kararım netleşir sanırsam.. Ve flashback'ler.. Geçmişe dönüşler çok iyiydi.. Ama şimdi yani sayın senaristler siz koymuşsunuz oraya 32 gibi görünen Buğra'yla 30 gibi görünen Kıvanç'ı.. Tutup bize "ahan da Güney 18, Kuzey ise 16 yaşında burada" demeye çalışmışsınız ama yedik mi hayır.. Ya bariz belli ergen değiller bildiğin "adam"lar "adam".. Hele bir de Buğra Gülsoy'u Kıvanç'ın abisi olarak yutturmak nedir ya? Bir kere ikisi yanyana geldi mi zaten Buğra Kıvanç'ın yanında (üff soyadlarını yazmak zor geldi) güdük gibi kalıyor.. Onu da geçtim, tiplere direk genetik hata gözüyle bakıyorsun.. Anaya babaya bak bir de bunlara bak.. Farklı camilerden farklı zamanlarda alınmış gibi duruyorlar.. Hayır Buğra Gülsoy hadi bir nebze esmerlikten falan kurtarıyor da Kıvanç Tatlıtuğ'un hiç şansı yok.. Neyse bunun gibi saçmalıkları ve yer yer klişeleşmesi dışında şimdilik gözüme bir şey batmadı..

Hikaye oradan arak buradan cukka olabilir.. Zerre ilgilenmiyorum.. Zira Ezel için de Monte Kristo Kontu denip burun kıvırılmıştı da nolmuştu? Ki birçok farklı noktası vardı ya neyse.. Yine de bütün söylenenlere rağmen süper 2 yıl geçirdik sayesinde.. Benim için önemli olan hikayenin sürekliliği ve saçmalamaması.. Umarım başladığı gibi güzel devam eder..

Neyse ilk bölümle ilgili notlarıma gelecek olursam eğer;

- Kıvançcığım zayıflayarak benim gibi ekran başındaki nice gariban izleyiciye nasıl bir hayır yaptığının umarım farkındasındır.. O domates gibi parmaklarından ve kamyon kasası gibi göbeğinden kurtulmana inan en çok benim gibi garibanlar sevindi..

- Kuzey tam bir odunsun.. Kıza türlü bakışlar atmış ayartmışsın falan iyi hoş.. Kız senin sonradan çulsuz olduğunu öğrendiği halde "yine de gideri var" deyip evine kabul etmiş.. Güzel bir gece geçirmişsiniz.. Sen hala "konuşma, sorma, yatsana yaağğğ" diye gayet malca tavırlarınla gözlerimi doldurdun.. Kıza iki tane çakacaksın diye de korkmadım değil hani.. He ama sonda "ışığı kapatma, karanlıkta uyuyamam ben" demen çok karizmatikti.. Ya da o da odunsal bir içgüdünün yansımasıydı ama ben karizmatik buldum.. Olabilir..

- Buğra seni severim bilirsin.. Ama sence de artık şu Vural'dan kurtulmanın zamanı gelmedi mi? Hala bir "acıyın bana" tavırları, bir ıslak köpek bakışları, "benim bunlarla ne işim var" halleri falan.. Yetmedi mi yavrucuğum? Kurtul artık şu Vural'dan yahu.. Seni izlerken ben geriliyorum.. Kuzey'le sahnelerinde adamın suratına "ahan da şimdi sümsüğü yiyeceğim" "ağzıma ağzıma vuracak" diye bakıyorsun ben tırsıyorum..

- Matmazel?! Evet evet Matmazel.. Zerrin Tekindor bu dizide esas kızın annesi olarak çıkıyor karşımıza.. Hala çok bakımlı ve alımlı.. Güzellik merkezi işletiyor.. Kızını oyuncu yapma peşinde.. Güney'i ise kızına layık görmüyor.. Ona göre o daha iyilerine layık.. İşin ironik yanı bizim Matmazel Behlül'ü tekrar basıyor.. Şimdi şöyle ki, Kuzey esas kıza aşıktır, ona açılmak için evine gider.. Ama görür ki Güney ondan hızlı davranmıştır.. Büyük bir acı duyan Kuzey yıkılır.. Bunu anlayan tek kişi de bir köşe de sinsi sinsi izleyen Matmazel yani esas kızın annesi olur.. Bunu gören Kuzey irkilir.. Kuzey yakayı ele vermiştir..

- Sevgili senaristlerin sayesinde az da olsa gördüğüm adonis Kuzey'e baktığımda dövmelerin kaybolduğunu gördüm.. Makyaj mı yapılmış artık bilmiyorum ama yoklar.. Hemen bir açıklama geitirilsin pls.. Dövmeler önemli..

- Ezel'in koskoca psikopat, hasta katili Temmuz hey hey de hey heeyyyy.... Sen bu hallere düşecek adam mıydın? Mıydııınn? Tezgahın üstünde, üstüste giydiğin sütyenlerle roman havası oynamak nedir allasen? Neyse Temmuz'dan kurtulmana sevindim yine de.. Hiç sevmezdim o dangozu..

- Adını bilmediğim esas kız.. Gözlerini çok sevdim, çok güzelmiş..

- Kuzey ve Güney'in anası olacak kadın.. Ya sen nasıl bir annesin? İnsan evlatlarını ayırır mı pis mendebur?! Bak yine sinirlendim..

- Dizide en çok etkilendiğim sahne Kuzey'in babasından dayak yediği sahneydi.. Bir sahne ancak bu kadar gerçekçi olabilirdi herhalde.. Kıvanç sen naptın ya? İzlerken farkında olmadan yerimden kalkmışım.. O kadar gerilmişim yani.. Sondaki o yumruk hakkında hiçbir şey söyleyemiyorum.. Çok kötü ama çok gerçekçiydi..

- Son olarak Kuzey karakteri hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.. Flashback'lere baktığımızda Kuzey'i  tam bir Türk ergeni olarak gördük.. Adam normal bir ergen nasıl olur göstermiş.. Kısacası angutun tekiydi çok afedersiniz.. Adamın içine resmen bir Recep İvedik kaçmıştı.. Hayır izlerken etrafımda bunun gibi çok tip olduğunu hatırlayıp epey bir sinirlendim bir de.. Yani zaten öyle ya da böyle çevremde bu gerzekler, bari ekranda görmeyeyim değil mi? Bayağı gıcık oldum kendilerine.. Tabi bu Kıvanç Tatlıtuğ'un "seksi, yakışıklı, karizmatik" görünümüne rağmen bunu inandırabilmesi açısından oldukça başarılıydı..

Günümüzdeki hali ise bende tam bir saatli bomba izlenimi uyandırdı.. Ne zaman kime patlayacağı belli olmayan bir bomba.. Ama sanırım bu hallerini yavaş yavaş bırakmaya başlayacak.. Zira intikam planını uygulayabilmek için sakin kafalı ve soğukkanlı olmak zorunda..

Bana göre ilerleyen bölümlerde Kuzey hapishanede öğrendiği boksu dışarıda devam ettirecek.. Bu şekilde Bade İşçil'in oynadığı adını bilmediğim zengin kızın koruması olarak işe başlayacak.. Bu sayede hem zengin kızla yakınlaşacak, hem  Güney'in çevresini dağıtmaya başlayacak, hem de esas kıza arada bir göz kırpacak.. Yani tabi bunlar tamamen hayalgücümün saçmalaması da olabilir.. Hatta kuvvetle muhtemel öyledir..

Bu arada söylemeden edemeyeceğim Kıvanç Tatlıtuğ Buğra Gülsoy'u oyunculuğuyla ezip geçmiş.. Hakikaten bu kadarını beklemiyordum.. Buğra tiz silkelen ve kendine gel!

Sonuç olarak ben bu diziyi en azından ilk bölüm itibariyle tuttum.. Çok fazla klişeye kaçılmaz ve sündürülmezse güzel bir şeyler çıkacak gibi hissediyorum.. Umarım yanılmam.. 


Not: Bunu yazarken yarısından fazlasını kaybedip tekrar yazdım.. Şu anda çok mutsuzum biliyor musun? Ayrıca seni sevmiyorum blogspot!!!

9 yorum:

  1. Kıvanç Korelilerimizin yerini tutamasa da kendi çapında pastadır efem :) Şöyle bakacağım diziler arasında yerini almıştır. Bir de salak kız insan Kuze varken nasıl Güneye bakabilr nasıl nasıl??

    Seni de Wordpresse alalım. Bırak bu blogspotu ya da benim gibi yap bir blogspot bir wordpress :) Tumblr yok ama :D

    YanıtlaSil
  2. O kızın Güney'i tercih etmesini anlıyorum aslında.. yani kızlar piç erkekleri tercih eder anlayışını tamamen ters yüz etmiş oldu.. gayet aklı başında erkeklerin de tercih edilebildiğini gösterdi.. he tabi ilerleyen zamanlarda fikirlerinde değişmeler olabilir.. tabi kendini zenginlerin eline bırakmazsa.. o kızda öyle bir potansiyel gördüm.. :D

    aslında wordpress hesabım var ama kullanmıyorum.. şu blogspot saçmalıklarından kurtulmak için her an kaçabilirim oraya belli olmaz.. :)) ahahh tumblr.. :D valla bende de bir o eksik.. girmeye de hiç niyetim yok.. yeterince üyeyim her yere.. yeter.. :D

    YanıtlaSil
  3. gene şizo, gene güzel bir analizz... :)

    bana göre dizinin tek kusuru, çoğu dizi gibi yavaş ilerlemesi.. ağır ağır konuşmalar, duraksamalar, öylece bakışmalar falan... daralıyorum ben :D onun dışında çok iyi.. sahneler hakikaten sinema tadında, kesinlikle kaliteli ve ve veee Kıvanç!!!

    Ben de Kıvanç delisi değilim (six-pack etkisi konu dışı :D ) ama o nasıl bir oyunculuktur, o gıcık karaktere nasıl bürünmektir.... ve dediğin gibi, dayak sahnesi beni benden aldı, valla hayran kaldım.
    hahaha evet bi ara recep ivedik oldu adam resmen :D

    diziyi özetlerden takip edebilürüüüm :D evet lütfettim :D

    YanıtlaSil
  4. Ahahah, çok güzel tespitler, ağzına sağlık şizo-mizo :) Flashbacklerdeki sahnelerde 16 yaşında olması gereken Kıvanç bildiğin kocaman adamdı cidden! Keşke başkasını oynatsalarmış, ya da üniversite sınavı muhabbetini ne biliym KPSS, master sınavı fln diye değiştirselermiş... Diziyi ben de tuttum. Kıvanç ve Buğra hatrına izlerim diyordum ama iyi dizi, hikayesi için de izleyeceğim gibi görünüyor. Kıvanç'ın zengin kızın koruması olarak işe başlaması tahminin tutarsa helal olsun diycem :D :D Benim aklıma gelmemişti ama gayet mantıklı...

    YanıtlaSil
  5. @serpülüm sağol yevrum.. :))

    eh yani türk dizilerinin olmazsa olmazı uzun bakışmalar ve beklemelerdir.. bizimkilerin tek numarası bu napsınlar.. :D en bariz örneği aşk-ı memnu'ydu.. öfff o yemek masasında ne gergin bakışmalar olurdu yarabbim.. :D

    özetlerden de takip etsen yeter zati.. malum bir saat sürüyor o da.. :D

    @hikaruivy teşekkür ederim.. :)

    evet keşke flashback'lerde ya genç birini oynatsaydılar veya başka bir muhabbet bulsaydılar.. haklısın..

    ahahah koruma işini iyi uydurmuşum dimi.. :D ya valla ne bileyim olur gibi geldi bana.. çok da fantastik değil sonuçta.. :D hatta biraz daha ileri gideyim.. sarı kız bizim sarı'ya aşık olacak bence.. :D sonra da bu durumu esas kız kıskanacak ve "ya sanırım ben kuzeyi seviyorum :/" diyecek.. :D tamam uçtum iyice susuyorum.. :D

    YanıtlaSil
  6. Ben de tuttum diziyi. Niyeyse güzel olmaz sanıyordum ama şaşırttı. Flashbacklerdeki Kıvanç olmamış ama dediğin gibi. ERgen karakteri olmuş ama o görüntü olmamış, yemedik :D Kocaman adamı nasıl liseli düşünürüz, cık cık.

    Tespitlerin süper. Annem de Kuzey'in zengin kızın koruması olacağını söylemişti :D Bakalım tahminleriniz çıkacak mı, mantıklı çünkü :))

    YanıtlaSil
  7. umarım dizi saçmalamaz da ağız tadıyla izleyebiliriz.. demek annen de benim gibi düşünüyor.. ohh yalnız değilmişim.. :D çıksın tabi canım tahminlerimiz.. sonuçta tam bir Türk dizisi kafasında düşündüm ben bunu.. çok klişe.. :D

    YanıtlaSil
  8. tspitler şahane, izlerken "ya şu da şöyle olsaydı" ya da "vay anasınıı" dediğim her şeyi okudum burada da oh rahatladım, ellerine sağlık Şizo Mizo :)

    ben de Kıvanç'a ilk Menekşe ile Halil dizisinde ve sevdiği kızı evlenirken görüp de ağladığı sahnede bayılmıştım, ağlamıştım hatta, ne Behlül ne de Yedi o sahneyi unutturamadı bana.. ama bu dizide flashbacklerde ergen serseri, ileri bölümlerde de intikamcı psikolojisi bozuk kardeş rolüyle de Halil'a rakip olabilir diyorum.

    ben de esas kızı sevmedim bu arada, umarım o uyuz tavırları değişir :)

    YanıtlaSil
  9. hoşgeldin öncelikle.. :)

    teşekkür ederim aynı şeyleri düşünmemiz ne güzel.. :))

    off Halil iğrençti ya.. tamam psikopattı ama iğrençti aynı zamanda.. :D nefret etmiştim adamdan.. sonra başka dizide görünce suratına bakamamıştım o derece.. :D Kıvanç evet o kadar psikopat olabilir, ince hesapların adamı falan ama umarım iğrençleşmez.. yapmasın.. :D

    esas kız biraz donuk geldi bana.. belki de kameraya alışamadığı içindir bilemiyorum.. ileriki bölümlerde çözülür umarım.. :)

    YanıtlaSil